Gençlerin Karşılaştığı Cinsel Şiddet

Gençlerin Karşılaştığı Cinsel Şiddet

Gençlerin Karşılaştığı Cinsel Şiddet, Cinsel İstismar, Namus Adına İşlenen Cinayetler, Cinsel Haklar ve Üreme Hakları

Cinsel Haklar ve Üreme Hakları, İnsan Haklarının bir parçasıdır. Amacı her bireyin risksiz ve doyumlu bir cinsel yaşama sahip olmasıdır. Cinsel Haklar ve Üreme Hakları cinsellik ve üremenin tam iyilik halinde olabilmesine ilişkin yapıyı tanımlamaktadır. Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansı (ICPD, Kahire, 1994) ve Dördüncü Dünya Kadın Konferansı (Pekin, 1995) cinsel ve üreme haklarını insan hakları gündemine koyarak, insan haklarını toplumsal boyuttan kişisel boyuta taşımıştır. Uluslararası İnsan Hakları Yasalarına bağlı olarak gençler için özelleştirilmiş cinsel sağlık ve üreme hakları tanımlamıştır:

  • Kendin olma hakkı: kendi kararını vermede, kendini ifade etmede, cinsellikten zevk almada, güvenli olmada, evlenmeyi ya da evlenmemeyi seçmede ve aile planlamasında özgür olma.
  • Bilme hakkı: cinsellik, gebelikten korunma, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar /HIV/AIDS, üreme ve cinsel haklar.
  • Kendini koruma ve başkası tarafından korunma hakkı: istenmeyen gebelik, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar /HIV/AIDS ve cinsel istismar konularında.
  • Sağlık hizmetlerine ulaşma hakkı: özerkliğe saygılı, herkesin ulaşabildiği, kaliteli ve saygıyla sunulan sağlık hizmetleri.
  • Katılma hakkı: gençler için planlanan programların planlanma, toplantı ve seminerlere katılma gibi her düzeyde çalışmalara katılma.

Gençlerin cinsel ve üreme hakları uluslararası insan haklarıdır. Gençlerin cinsel ve üreme haklarına saygı gösterilmeli, onların cinsellikleri kabul edilmeli, gereksinimleri, uyarıları duyulmalı ve ciddiye alınmalıdır. Gençler gerekli bilgiye, desteğe ve hizmete ulaşmalıdır.

Aileler, sağlık personeli ve toplum tarafından ergen ve gençlerin cinsel ve üreme haklarının göz önüne alınmadığı ve ihlal edildiği bilinmektedir. Genç insanlar sosyo-demografik, kültürel ve sosyal faktörler nedeniyle sağlık hizmetlerini özellikle cinsel ve üreme sağlığı hizmetlerini oldukça az kullanan bir toplum kesimini oluşturmaktadır. Sağlık, eğitim, sosyal hizmetler ve ülke programları içinde ergen ve gençlerin cinsel haklar ve üreme haklarının korunmasına ve saygı gösterilmesine yönelik bir hizmet anlayışı geliştirilmesi gerekmektedir.

Cinsel Şiddet ve İstismar

İstismar; henüz erişkin sayılabilecek bedensel, ruhsal ve sosyal olgunluğa erişmemiş genç ile bu yetileri kazandığı varsayılan bir yetişkin arasında, gencin fiziksel ve/veya gelişimsel durumuna yansıyan ve bir kaza sonucu ortaya çıkmayan, sözel, fiziksel ya da duygusal her türlü etkileşim ya da etkileşim eksikliğidir.

Ne şekilde olursa olsun bir yetişkin bir gence cinsel amaçla yaklaşmışsa burada bir istismar vardır denilebilir. Ancak durum gence verdiği zarara göre değerlendirilmelidir. Yetişkinler için önemli görülmeyen bazı durumlar gençlerde korku, kirlenmişlik ve suçluluk gibi duygular yaratabilir. Geniş ölçekli bir araştırmada her on erkek ve her üç kız çocuktan birinin on sekiz yaşından önce cinsel istismara uğrama riski taşıdığı saptanmıştır.

Cinsel istismar çeşitleri aşağıda sıralanmıştır:

  • Sözel istismar.
  • Telefon konuşmaları.
  • Teşhircilik-gösterimcilik.
  • Röntgencilik.
  • Cinsel ilişkiye tanık etme/olma.
  • Bedenine cinsel amaçla dokunma.
  • Müstehcen yayınları konu etme.
  • Fuhuşa itme.
  • Irza geçme.
  • Ensest, yasak sevi(aile içi cinsel istismar).

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı tarafından yapılan bir çalışmada (Avcı ve Diler) istismarcının %14 olguda yabancı, %28 olguda aile içi bir birey, %58 olguda ise çocuğu tanıyan ancak aileden olmayan birisi olduğu bulunmuştur. Cinsel istismara uğrayan kız çocuklarının yaklaşık %95’inde, erkek çocuklarının %80’inde istismarcı erkeklerdir. Cinsel istismar %5-15 gibi düşük oranlarda kadınlar tarafından yapılmaktadır. Yapılan başka bir araştırmada aile içi cinsel istismarın %75’inin baba (%46) veya üvey baba (%27) tarafından yapıldığı bulunmuştur.

Saldırganların %75’i daha önceden çocuk tarafından bilinmektedir. Saldırgan toplumun yerleşik inanışına karşın yaşlı bir sapık değil, daha çok, aileden ya da aileye yakın biridir. Saldırganı toplumun yerleşik inanışına karşın yaşlı bir sapık değil, daha çok, aileden ya da aileye yakın biridir. saldırganı polise bildirmek onu bozuk davranışından kurtarmaya yeterli değildir, konunun önemli bir yönü de saldırganın ruhsal sağaltımının sağlanmasıdır.

istismar sonrası süreç

  • Gizlilik: Amacı aile sisteminin failin korunmasıdır. Failin cinsel eylemi tekrarlayabilmesine olanak tanır.
  • Örtbas etme: Namus kavramı, olaydan toplumunun haberdar olmasını ve tedavi girişimini engelleme, sistemi koruma, çocuğun suçlanmasını doğurur.
  • Ortaya çıkma:
  • Tesadüfe bağlı: Ruhsal belirtilerle, cinsel oyunlar nedeniyle, görülme, gebelik, cinsel hastalıklar, fiziksel yararlanma
  • Planlı olarak: Gencin bilerek ya da diğer olası kurbanı koruyarak istismarcıyı suçlaması

Cinsel İstismara Uğramış Gençlerde Zedelenmenin Dinamikleri

Zedelenmiş Cinsellik: Cinsel istismara uğramış gençlerde, sıklıkla cinsel davranışlarda artış gözlenir. Yapılan çalışmalarda bu gençlerin, yetişkin veya diğer gençlerle daha sık cinsel ilişkiye girdikleri, arkadaşları ile cinsel içerikli oyunlar oynadıkları saptanmıştır. İstismarın birden fazla ve sık olması, uzun süreli olması ve güç kullanılması gençlerde uygunsuz cinsel davranış oluşumunu artırmaktadır. Cinsel istismara ne kadar erken yaşta maruz kalınmışsa uygunsuz cinsel davranış gösterme oranının daha fazla olduğu saptanmıştır. Ergenlik döneminde kişiler arası ilişkilerde çoğu davranışlarını cinselleştirecek diğer insanları kullanmaya çalıştıkları belirtilmektedir. Erişkinlikte vajinismus gibi cinsel sorunlar artmaktadır.

İhanet Duygusu: Sevilmediği, sevdiği-bağlandığı kişilerce yeterince kollanıp korunmadığı, ihanete uğradığı duygusu gelişebilmektedir.

Acizlik: Klinik çalışmalar, çoğu kurbanın cinsel istismar yaşantısından kendisini sorumlu tuttuğunu ve suçladığını göstermiştir. Bu bulgular gençlerin ‘isteseydim, arzu etseydim bu durumu durdurabilirdim’ düşüncesi olduğunu desteklemektedir. Eğer istismarda rıza ve baştan çıkarıcılık olmuşsa suçluluk ve acizlik duygularının artığı belirtilmektedir.

Damgalanmak: İstismara uğrayan gençlerde yetersizlik ve izolasyon duyguları yanında damgalandığı ve lekelendiği duygusu da gelişebilmektedir. Bir kısmında karşı cinse güvensizlik gelişirken, bir kısmında ters etkiyle uygunsuz cinsel nesneye çabuk bağlanmanın söz konusu olduğu bildirilmiştir.

Cinsel İstismara İşaret Eden Klinik Belirtiler ve Bulgular

Cinsel istismara uğrayan gençler, üç temel belirti ile hekimin dikkatini çeker:

  • Davranışsal değişiklikler
  • Genital-rektal veya diğer tıbbi yakınmalar
  • Uygunsuz cinsel ilişkinin açıklanması

Cinsel istismarı düşündüren klinik belirti ve bulguların tanınması fiziksel istismara oranla daha zordur. Ayrıca çoğu olguda cinsel istismarı kanıtlayacak fiziksel bulgular yoktur. Özgün bulgular olmamasına karşın, ergenler kuşkuyu artırıcı birçok davranış örtüsü ve klinik bulgular gösterebilmektedir. Bulgular şunlar olabilmektedir; cinsel organların çevresinde sıyrıklar, kaşınma, ağrı, yırtılmış himen, vajina veya anal kanama, perine yırtığı ya da çürükleri, yürüme ve oturmadaki güçlük. Ayrıca çocuk ve ergenlerde cinsel yola bulaşan enfeksiyonlar, tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları, penis iltihabı veya vajinal akıntı durumlarında cinsel istismar olabileceği akılda tutulmalıdır. Gençlerde cinsel istismara işaret eden pek çok davranışsal değişiklik sıralanmıştır:

  • Okul başarısında düşme.
  • Korku (özellikle yetişkinlerden.
  • Üzgün ve çökkün duygulanım.
  • Travma sonrası stres bozukluğu belirtileri.
  • Yaşa uygun olmayan davranışlarda artma (anne ya da abla davranışı gösterme).
  • Cinsel konulara aşırı ilgi.
  • Cinsel saldırganlık (başkalarını cinsel ilişkiye zorlama).
  • Aşırı veya açıkta mastürbasyon.
  • Evden kaçma veya eve gitmede isteksizlik.
  • Duygulanımda dalgalanma.
  • Kendine zarar verme, intihar girişimleri.
  • İlaç ve alkol kötü kullanımı.
  • Uygunsuz cinsel davranışlar (flörte erken başlama, kışkırtıcılık, arkadaşlarını cinsel ilişkiye zorlama).
  • Davranış bozuklukları (okuldan ve evden kaçma, yalan söyleme, çalma ve saldırgan davranışlar).